Van- Ankara uçağında cinayet girişimi
Van- Ankara uçağında cinayet girişimi
Geçtiğimiz ay, tarifeli Van- Ankara uçağında, sabah 06 sularında, uçak henüz yolcularını almaktayken; konu ile özel olarak ilgilenen yerel bir medya sitesinin muhtemelen yüksek etik kaygılarla, yine pek muhtemelen rencide olmaması amacı ile açık ismini yazmak yerine, son derece zekice ve kurnazca bir kısaltma ile ‘VRL PLT’ rumuzu kullanarak ‘deşifre ettiği’ meslektaşımız Dr. Vural POLAT ‘belden aşağısı’ hedef gözetilerek yapılan bir vuruşla, esasen alnının tam ortasından vurulmaya çalışılmıştır.
Dr. Vural POLAT görsel, işitsel, sözel veya tensel, hiçbir iletişimde bulunmadığını ifade ettiği muhayyel (kimliğini rumuz veya müstear isim olarak da olsa bilmiyoruz) bir kabin görevlisine ve hem de ‘cinsel taciz’ ithamı ile uçaktan indirilmiş, ithamda bulunan kabin görevlisi ile yüzleşme ısrarına rağmen, ısrarla bu talebi yerine getirilmemiş ve seyahat hakkından alıkonulmuştur.
Benzeri herhangi bir itham için zorunlu yasal ve idari tahkikat ve tarafların müştekiliği olağan mecrasında sürmekteyken; önce fısıltı gazetesi, ardından yerel bir medya sitesi marifeti ile ve pornografik bir merak duygusu gıdıklanarak, meslektaşımızın ismi ‘kör kör parmağım gözüne’ misali sözümona rumuzlaştırılarak meslektaşımız değersizleştirilmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.
Resmi veya kamusal sıfat ve yetkilerini ikinci üçüncü şahısların kişilik haklarına taalluk edecek nadanlıkta kullanma hakkı hiçbir meslek erbabında olmasa gerektir.
Haberdar etme görevi, olay ve müsebbip açısından doğruluğu kanıtlandıktan sonra görev olsa gerektir.
Özel yaşamlara dair alenileştirmeler, kavgada merhale kazanma veya dedikodu mezesi olamayacak kadar özel olsa gerektir.
Ar, haya, edep, erdem duygularını rencide edecek şekilde saldırmak kavganın namusu ile bağdaşmaz olsa gerektir.
Nihayetinde sinizm hiçbir mesleğin ilkesel esası olmasa gerektir.
Meslektaşımız Dr Vural POLAT ve çalışma arkadaşları çok önemli idari görevleri nedeni ile eleştirilebilirler/eleştirilmelidirler, çok sert eleştirilebilirler, uyarılabilirler/uyarılmalıdırlar, itham edilebilirler; bu tartışılmaz.
Birileri meslektaşımız ve idari çalışma arkadaşları ile, kişisel mahiyette bir ‘dava’ sürdürebilir; bu tutum da bizce anlaşılabilirdir. Ancak, amiyane tabiri ile ‘bel altı’ vuruşlar ‘kavganın namusuna’ mugayirdir ve yapılmaya çalışılan tam da budur.
Kendini Marquez zanneden bir zatın Kırmızı Pazartesi karikatürü değil söz konusu olan, tam da cinayet girişimi çünkü…
VAN HAKKARİ TABİP ODASI