Basına ve Kamuoyuna
Bildiğiniz gibi vatandaşların, istedikleri hastane ve hekimden randevu alabilecekleri sistem olan Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), Eylül ayından başlayarak 10 dakikada bir olmak üzere iki hastaya randevu verecek şekilde düzenlenmiştir. Bu sisteme göre bir hastaya en fazla 5 dakika zaman ayrılması gerekecektir.
Sağlık hizmetinin sunumunda temel amaç; sayısal olarak daha fazla hastanın hekimle buluşturulup bu yolla memnuniyetinin sağlanması değil, hastanın bilimsel gereklilik ve mesleki deontoloji kurallarına uygun, tanı ve tedavi edilerek sağaltılmalarının sağlanmasıdır.
Mesleğimizin gerektirdiği nitelikli sağlık hizmetinin sunumu için hastaya ayrılması gereken sürenin en az 20 dakika olması, bazı branşlarda bu sürenin daha da artırılması gerektiği genel olarak kabul edilmektedir. Hastanın tedavi sürecinin anamnez alma, hazırlık, fiziki muayene yapma, gerektiğinde tetkik isteme, sonuçlarını değerlendirme ve tedaviyi planlama ile bunları her aşamada kayıt altına alma işlemlerinden oluştuğu gözetildiğinde, 5 dakikalık sürenin yeterli olmadığı açıktır.
Hastalara karşı etik yükümlülüğümüz karşısında, hekim özerkliğinin de bir gereği olarak hekimlerin bilgi ve onayı dışımda verilen randevu sistemine bağlı kalmaları beklenemez. Buna zorlanmaları, hastaların uygun tedaviyi alamamalarına ve özen eksikliğine yol açabileceği gibi tıbbi uygulama hatalarına da neden olabilecektir. Hastaların durumlarının gerektirdiği süreyi ayırmaları halinde ise kapıda yığılmaların oluşması kaçınılmazdır. Özellikle pandemi döneminde hastaların uygun olmayan koşullarda ve kapalı ortamda bir arada tutulmasının öngörülebilir toplumsal ağır sonuçları da dikkate alınmalıdır. Bu uygulama, Sağlık Bakanlığı tarafından “MHRS`nin temel hedefi hastanelerde muayene öncesi bekleme süresini ortadan kaldırıp, hastane ve poliklinik önlerindeki kalabalıkları azaltarak herkes için daha sakin ve huzurlu bir ortam sağlanmasıdır.” şeklinde belirtilen sistemin kuruluş amaçlarına da aykırıdır. Sağlık Bakanlığı’nın bir yandan hekime yönelik şiddete karşı önlem almaya çalıştığını belirtip bir yandan kapıda yığılmalarla hekimleri hedef gösterecek ve şiddete yol açacak şekilde sistem kurması anlaşılabilir ve kabul edilebilir değildir.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında; hekimlerin etik ikilem içinde bırakılmayacağı, şiddete uğramayacağı ve tıbbi hata yapmaya açık hale getirilmeyeceği çalışma ortamına kavuşturulmaları için gerekli düzenlemelerin derhal yapılması, aksi takdirde doğacak tüm olumsuz sonuçlardan başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere hastane idarelerinin sorumlu olacağını Kamuoyunun bilgisine sunarız.
Van-Hakkari Tabip Odası