BASINA VE KAMUOYUNA
Ülke genelinde onlarca cezaevinde sayıları binleri aşan tutuklu ve hükümlünün sürdürdüğü süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemleri maalesef kritik eşiği çoktan aşmıştır. Geçen her anın bizleri biraz daha ölümlere ve telafisi imkansız süreçlere yaklaştırdığının bilincindeyiz. Bu durumun derin kaygısını yaşıyor ve bundan büyük bir endişe duyuyoruz.
Hele hele insani ve tümüyle barışçıl olan ve büyük toplum kesimlerince de makul görülen talepler adına bedenlerini ölüme yatıran siyasi tutukluların dört duvar arasından yükselen çığlıklarına toplum olarak sessiz kalmamız beklenemez. Bu çığlığa kulak vermenin de en insani sorumluluğumuz olduğunun hatırlatmak istiyoruz.
Sayın Leyla GÜVEN, “Sayın Abdullah ÖCALAN’ın yasalarla güvence altına alınmış haklarının kullandırılması” gibi, hukuka uygun talebi halen kabul edilmediği için, bu gün itibarı ile açlık grevinin 166. günündedir. 1 Mart 2019 tarihi itibari ile binlerce siyasi mahpusun aynı taleplerle açlık grevine başladığı kamuoyuna yansımıştı.
Açlık grevinde olan tutuklulardan bazılarının sağlık durumları kritik aşamaya gelmiştir. Şuana kadar cezaevlerinde 8 mahpus yaşamına son vererek taleplerinin karşılanmasını istemişlerdir. Bizler bu ölümlerden duyduğumuz kaygıyı paylaşırken, başlı başına bir işkence olan tecrit uygulamasının tüm hapishanelerden tamamıyla kaldırılması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Açlık grevi sürecinde yaşanacak ve mahpusların yaşam hakkını ortadan kaldıracak yâda sağlıklarında kalıcı hasar bırakacak her türlü olaydan; İmralı hapishanesinde hukuku uygulamayan, hukuku uygularken ayrımcılık yapan, açlık grevlerine duyarsız kalan başta hükümet olmak üzere tüm yetkililer ve uluslararası kuruluşlar sorumlu olacaktır.
Kendi çocuklarının seslerini duyurmak isteyen anneler de her gün cezaevleri önünde çocuklarının çığlıklarına ses vermek için oturmaktadırlar. 19.04.2019 Cuma günü Kocaeli iline bağlı Gebze M tipi kadın tutukluların bulunduğu cezaevinin önünde oturmak isteyen barış annelerine son yılların cezasızlık politikasından güç almış olan güvenlik görevlileri; saygısızca, ahlak sınırlarını aşan bir şekilde sokak ortasında annelere işkence uygulamışlardır. Bu ve buna benzer insanlık dışı uygulamalar ülkenin birçok yerin de yapılan oturma eylemlerinde kendini göstermiştir. Yapılan bu saldırıları kabullenmek mümkün değildir.
Hukuk devleti iddiasında olan hiçbir ülkede böylesi bir saldırı normal görülemez ve sessiz de karşılanamaz.
İsrail’in Filistinlilere yaptığı saldırıları günlerce gündemden düşürmeyenler ve protesto edenler söz konusu şiddete, zulme, işkenceye uğrayan Kürt Annelerimiz olunca üç maymunu oynamaktadırlar.
Gebze cezaevi önünde bekleyen annelere yapılanı gösteren bu kayıt sadece Kürtlerin değil, herkesin ortak tepkisiyle karşılanmazsa daha çok tekrar eder. Bu nedenle bu yapılanın açıkça işkence olduğunu belirterek kınıyoruz ve herkesi kınamaya davet ediyoruz.
Siyasal iktidardan ve demokratik bir hukuk devletinden beklenen de çözüme katkı sunmak adına diyalog geliştirmeye çalışan tüm birey ve kurumlara katkı sunacakları ortamın yaratılması, bağımsız gözlemci heyetlerin açlık grevindeki tutsaklarla görüşmelerine olanak sağlanması ve yine TTB ve tabip odaları gözetiminde ilgili uzmanlardan oluşmuş bir heyetin açlık grevi eylemcilerinin sağlık problemlerini yerinde tespit / gözlem / izleme olanaklarının yaratılması için gerekli adımların atılmasıdır.
Kamuoyuna da yansıyan bazı cezaevlerinde açlık grevi eylemcileri için hayati önemde olan Tiamin (B1-vitamini), tuz ve şekerli suyun cezaevi idarelerince engellenmesinden vazgeçilmeli, yine eylemcilere uygulanan baskı, tehdit, zorlama, hücrede izolasyon gibi insan onuru ile bağdaşmayan idari uygulamalara derhal son verilmelidir.
Siyasi iktidarı; başta Sayın Leyla GÜVEN olmak üzere cezaevlerindeki süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlıklarının tehlikeye girmemesi ve yaşamlarının yitirilmemesi için yasalarda belirtilen hakların İmralı cezaevinde de uygulamaya ve sorumluluğunun bilinci içinde sorunun çözümü adına bir an önce adım atmaya davet ediyoruz.
Yaşamdan yanayız ve yaşam hakkını savunuyoruz.
DAĞLAR, İNSANLAR VE HATTA ÖLÜM BİLE YORULDUYSAŞİMDİ EN GÜZEL ŞİİR BARIŞTIR.
(Yaşar KEMAL)
KATILIMCI KURUMLAR
1-TUHAYDER
2-DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ
3-EĞİTİM SEN VAN ŞUBESİ
4-TÜMBELSEN VAN ŞUBESİ
5-YAPI YOL SEN VAN ŞUBESİ
6-HABERSEN VAN ŞUBESİ
7-SES VAN ŞUBESİ
8-TARIM ORKAM SEN VAN ŞUBESİ
9-BES VAN ŞUBESİ
10-BTS VAN TEMSİLCİLİĞİ
11-ÖZGÜRLÜKÇÜ HUKUKÇULAR PLATFORMU
12-TİHV(TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI)
13-MEYADER
14-TJA
15-DİSA DER
16-HDP VAN İL BAŞKANLIĞI
17-BDP VAN İL BAŞKANLIĞI
18-EMEP VAN İL BAŞKANLIĞI
19-ESP VAN İL BAŞKANLIĞI
20-İNSAN VE ÖZGÜRGÜK PARTİSİ
21-DİSK (Genel-İş)
22-VAN- HAKKÂRİ TABİP ODASI
23-İNSAN HAKLARI DERNEĞİ VAN ŞUBESİ
24-TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ VAN İL BAŞKANLIĞI
25-ÇEVDER
26-TMMOB VAN